80’ler Avrupası’nda Radikal Sol

1960-1980 yılları arasında, Avrupa kıtasında, ideolojik olarak Marksist-Leninist  formasyonu temel alan yaklaşık 30’a yakın örgütten söz edebiliriz. Bu yapılardan bazıları; genel grevler, kitlesel gösteriler, sivil itaatsizlik eylemleri, basın açıklamaları, yöresel bayramlar, imza kampanyaları, cenaze törenleri gibi legal alan çalışmalarına da yönelmişlerdir; ancak çoğunun dominant stratejisi,radikal bir toplumsal dönüşüm için politik şiddetin merkeze konulması şeklindedir.

“Soğuk Savaş Dönemi Avrupası”ndaki radikal örgütler üzerine sipariş- çalışmalarıyla bilinen Dennis Pluchinsky “Europe’s Red Terrorıst/The Fighting  Communist Organizations” isimli kitabında  Marksist-Leninist ideolojiyi çıkış noktası olarak  alan “kızıl” örgütlerin sahip oldukları ortak ideolojik öğreti ve felsefeyi 7 başlık altında toplamıştır. Pluchinsky’ ye göre bu tip örgütler;

1 – Tarihin analizinde, Marksist-Leninist yaklaşım ışığında, dünyayı “diyalektik materyalizm” penceresinden algılarlar. Bu bağlamda, proletaryanın bütün problemleri kapitalizmin doğasından/formasyonundan (kötü özelliklerinden) kaynaklanmaktadır.

2- Kapitalizm ancak ve ancak şiddet unsuru kullanılarak yok edilebilir.

3 – Proletarya ise halihazırda, kapitalist sistemin şiddet unsuru kullanılarak devrilmesini sağlayacak gerekli devrimci bilince sahip değildir.

4- Geleneksel Komünist partiler, proletaryayı temsil etme hakkını kaybetmişlerdir.

 5- Savaşan Komünist Organizasyonlar (Fighting Communist Organizations – FCO), geleneksel Komünist partilerin terk ettiği devrimci boşluğu doldurmak için ortaya çıkmışlar,silahlanmışlardır.

6- Emperyalizm de bir kriz içerisindedir ve Kapitalizm, halihazırdaki kriz içerisinde yaşayabilmek için yeni endüstriyel yapılanma yoluna gitmelidir. Batı Avrupa, “emperyalist merkezler” olarak ABD tarafından üretilen “emperyalist devletler zinciri”ni meydana getirmektedir.

7- Kapitalist ve emperyalist devletlerin görünmeyen faşist eğilimleri, proletaryayı yok saymaktadır. Emperyalizme karşı yürütülen devrimci mücadele, uzun süren ve sürüncemeli bir silahlı mücadeledir ve silahlı devrimci mücadele, “silahlı propaganda” ve “devrim için iç savaş” olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır.

80 SONRASI…AVRUPA’DA BULUTLARIN DAĞILDIĞI AN: ”RADİKAL İTTİFAK”

*RAF gerillası Sigurd Debus’un 30 Mart 1972 katledilen Mahir Çayan ve yoldaşları için kaleme aldığı not:

1970’lerin ortalarından itibaren yoğun bir şekilde görülen radikal sol örgütler arasındaki transnasyonal/”uluslar-ötesi”  ilişki Mart-1985’te yeni bir boyut kazanmış, Fransız Doğrudan Eylem(AD-Actıon Directe), Alman Kızıl Ordu Fraksiyonu(RAF), İtalyan Kızıl Tugaylar(BR-Brigate Rosse), Belçikalı Savaşan Komünist Hücreler(CCC), Portekiz 25 Nisan Halkın Günü (FP-25 ) ve Yunan 17 Kasım Devrimci Örgütü (17N) örgütleri bir deklarasyon yayınlayarak “Ortak Silahlı Mücadele” metnine imza atmışlardır.

Bu radikal oluşumun belirgin bir lider-örgütü/yönlendiricisi olmamakla birlikte, organizasyonu; Fransız örgüt Actıon Directe’nin manifesto niteliği taşıyan bir bildirisindeki: “Avrupa emperyalizmine karşı Komünist gerillalar arası birlik kurup Avrupa’yı vuracağız; sömürüyü bitireceğiz!” söyleminin izdüşümü olarak görmek yanlış olmaz!

Zaten “Doğrudan Eylem”/AD örgütünün bir yıl önce(1984) Paris ve Lyon kollarının RAF ile “Nato’ya Karşı Eylem Birliği” adı altında ittifak sağlayarak ilk adımı attığı gözlenir.

“Ortak Silahlı Mücadele” ye imza atan Radikal İttifak’ın ortak-simgesel hedefleri bellidir: Nato kurumları, ABD şirketleri ve çalışanları, Siyonist ve diğer ırkçı yapılar, emperyalizmin işbirlikçisi polis ve ordu merkezleri…Eylemler de bu doğrultuda olmuştur.

Heyecan yaratan “proje”ye son katılan örgüt, Yunan 17 Kasım Örgütü olmasına rağmen, en çarpıcı eylemleri de bu örgüt yapmıştır:17N, 1985’in mayıs-ağustos ayları arasında 3 sansasyonel eyleme imza atarak İttifak’ı selamlar:

-Yunanistan’ın Batı Almanya Büyükelçiliği’nin bombalanması,

-Başkentte bir otelin “İngiliz Casus Evi” olduğu gerekçesiyle bombalanması,

-Atina’da, Amerikan polis subaylarını taşıyan otobüsün havaya uçurulması…

Radikal oluşumun bir buçuk yıllık aktif bir dönemi olmuştur. Birliğin görece lokomotifi olan Actıon Directe; “de facto” olarak radikal ittifakın eylem birliğinin sona ermesinin ardından da dünyanın değişik yerlerindeki radikal organizasyonlarla işbirliğini sürdürmüş ve “manifesto”suna sadık kalmıştır: ETA/İspanya, IRA/İrlanda, Skigunha/Japonya ve DEVRİMCİ SOL GÜÇLER/Türkiye…

Yusuf Ulaş