18 Mart günü, öğle vakti, İşçi ve emekçilerden oluşan Ulusal Muhafızlar Merkez Komitesi, birliklerine Paris’in merkezine doğru ilerlemelerini emretti. Saat ikiye doğru da işçiler, Orleans garını ve Paris’in meydanlarını zapt ettiler. Kışlalar, zindanlar ve resmi daireler kuşatıldı. Ulusal Muhafızlar önderliğindeki halk kitleleri Paris’in merkezinde üzerlerine gönderilen süvari alayını bozguna uğrattı.

Hükümet, kitlelerin ilerlemesinden çok korktu. Önce Dışişleri bakanlığı binasını sığınan hükümet üyeleri, sonra güvenlikleri için Versailles’a doğru kaçtı. Süvarilerin koruduğu bir arabayla kaçan Thiers, sık sık başını çevirip ardına ‘’daha çabuk, daha çabuk’’ diye bağırıyordu.

Thiers’in emriyle, savaş bakanı ve generaller, ordunun geri kalan kısmını yanlarına Versailles’a çektiler. Paris’e buradan saldırmak istiyorlardı. Akşama doğru Ulusal Muhafızlar bütün mahalleleri ve devlet kurumlarını ele geçirmişti. Belediye Binası ve Savaş bakanlığına Kızıl Bayrak çektiler.

18 Mart 1871 günü Paris’te Devrim gerçekleşmişti. Bu öncekilerden çok farklı bir devrimdi. İktidar, İşçilerden oluşan Ulusal Muhafız Merkez Komitesi’nin eline geçmişti.

Ulusal Muhafızlar Merkez Komitesi şu bildiriyle Muhafızlara ve Halka sesleniyordu:

‘’Paris Ulusal Muhafızlarına.

Yurttaşlar,
Paris kentinin ve haklarımızın savunması ve örgütlenmesinde bizleri görevlendirdiniz. Bu görevi yerine getirmiş olmanın bilincindeyiz. Yiğitliğinizden destek alarak, bize ihanet eden bu hükümeti devirdik. Görevimiz şu anda sona ermiştir. Onu size veriyoruz. Halkın güçlü soluğuyla sizi ezenlerin yerini almak niyetinde değiliz.

En kısa zamanda belediye seçimlerini hazırlayın, yapın. Halkımıza verilecek en değerli ödül, sizlerin gerçek Cumhuriyeti kurduğunuzu görmektir.

Bu gerçekleşinceye kadar Paris’i ve Belediyeyi halkın adına korumaya devam edeceğiz.’’