“Teslimiyetin Beyaz Bayrağı Taşınmayacak”

Emperyalizmin on yıllardır yeryüzünden silmeye çalıştığı, imkansızlıkların arasında küllerinden doğan ve geçtiğimiz bir sene içerisinde ayağa kalkıp modern teknolojiler ile donatılmış İsrail ordusunu ve aynı zamanda ABD’nin sarsılmaz tahtının kökünü sallayan bir fiil siyonizme ve işbirlikçilerine savaş açmış, kendi topraklarının her karışını işgalcilere dar eden, sapanlı çocuklar, direnişçiler ve halk için 40 yıldır özgür tutsak olan Georges Abdallah’ın 26 Ekim 2024 tarihli mektubunu yayımlıyoruz.

Filistin’de taş atan çocuklara bin selam olsun.

“Sevgili yoldaşlar, sevgili dostlar,

Bu berbat duvarların ardında yıllar, çok uzun yıllar geçti ama hâlâ aynı kararlılık ve aynı coşku dayanışma seferberliğinizde yankılanıyor…

Bugün burada, hücremden sadece birkaç metre ötede, bu dikenli tel örgülere ve gözetleme kulelerine karşı toplandığınızı bilmek bana güç veriyor ve yüreğimi ısıtıyor. Ancak yoldaşlar ve dostlar, bunca yıldan sonra ilk kez, bildiriyi okuyanın yorulmak bilmez Suzanne’ımız(1) olmadığını görmek ne büyük bir acı. Çok sevgili Suzanne’ımız, bildiğiniz gibi, birkaç hafta önce aramızdan ayrıldı. Kendisi, canlı bir alev gibi yüreklerimizde ve anılarımızda sonsuza kadar, özellikle de böyle anlarda, yaşamaya devam edecek.

Sevgili yoldaşlar, sevgili dostlar,

Dayanışma seferberliğiniz burada hiç kimseyi kayıtsız bırakmıyor. Bu uğursuz yerdeki atmosfer, tüm bu hapishane atmosferi, aktif yaşamın yankısı, ölümcül bir günlük hapishane yaşamının isimsiz donukluğuna çarptığında değişiyor… Böylece mahkûmlardan bazıları, sanki sihirli bir şekilde, sadece kısa bir süre için bile olsa, parmaklıklar ardında geçen onca yıla rağmen, çıkarsız insan ilişkilerinin, dayanışmanın güzelliğini ve gücünü keşfediyor… Kültürel ve duygusal yoksulluk içinde hayatta kalanlar olarak, bazıları uzun yıllar toplumla gerçek bir temas kurmamış olsa da, bu coşku ve insanlık uyanışı gözden kaçmıyor; bunu onların gözlerinde ve genellikle samimi olan ama ne yazık ki yarını olmayan anlık yorumlarında görebiliyorum.

Yoldaşlar ve dostlar, sloganlarınızın, şarkılarınızın ve diğer her şeyin yankısı bu dikenli tellerin ve gözetleme kulelerinin ötesine geçiyor, kafalarımızda yankılanıyor ve bizi bu uğursuz yerlerden çok uzaklara taşıyor.

Sevgili yoldaşlar, sevgili dostlar,

Tutsaklığımın bu kırk birinci yılının şafağında, sizi burada, angajmanlarınızın çeşitliliği içinde bulmak, dayanışma ruhunuzun tükenmekte olduğunu iddia edenlere sert bir cevaptır. Bu, güç dengesinin hapisteki devrimci kahramanlar lehine değişmesinin her zaman anti-kapitalist/anti-emperyalist mücadelede harekete geçirilen dayanışmanın bir işlevi olduğunu göstermektedir.

Dolayısıyla en ufak bir tereddüt duymadan söyleyebiliriz ki, hapisteki yoldaşlarımıza verebileceğimiz en önemli destek, en başından itibaren devam eden mücadeleye gerçek bir bağlılıktır. Ancak bu zeminde dayanışmayı üstlendiğimizde, yoldaşlarımızın devam eden tutsaklıkları, özgürlüklerine yönelik olası tehditlere ağır basmaya başlar.

Yoldaşlar ve dostlar, küreselleşmiş kapitalizmin küresel krizinin ve tüm çelişkilerinin şiddetlendiği bu dönemde, savaş, büyük ölçekli katliam, baskı, faşistleşme, propaganda ve manipülasyon, aynı zamanda büyük mücadeleler ve seferberlik ve hepsinden önemlisi ölmekte olan kapitalizme özgü barbarlığa karşı aktif gençliğin coşkulu yükselişine şahitlik ediyoruz… İnsanlık tarihinde ilk kez milyonlarca insan süregiden bir soykırıma tanıklık ediyor. 380 günü aşkın bir süredir Gazze ve Batı Şeria’yı kasıp kavurmaya devam eden soykırımcılar, şimdi de Batılı büyük emperyalist güçlerin aktif desteğiyle savaşlarının kapsamını Lübnan’a kadar genişletiyorlar. Ancak, Filistinli halk kitlelerinin ve onların mücadele öncülerinin kahramanca direnişi ve her şeyden önce dünya çapında kitlesel dayanışma seferberliği sayesinde Filistin direniyor ve uluslararası sahnenin ön saflarındaki yerini her zamankinden daha fazla yeniden işgal ediyor.

Hal böyleyken, sevgili yoldaşlar ve dostlar, belki de aktif uluslararası dayanışmanın, Filistin’in süregelen sömürgeleştirilmesine ve bunun doğasında var olan soykırım savaşına karşı mücadelede vazgeçilmez bir silah olduğunu hatırlamak faydalı olacaktır. Burada, emperyalist canavarın göbeğinde, ve başka yerlerde, Filistin ulusal kurtuluş hareketinin küresel çerçevesi ve potansiyel öznesi olan “Tarihsel Blok”un inşası sürecine ve güç dengelerindeki değişimlere, işte bu aktif dayanışma temelinde katılabiliriz.

Sevgili yoldaşlar ve dostlar,

Elbette Gazze, Batı Şeria ve Lübnan’da devam etmekte olan Siyonist barbarlığa karşı koymak ve durdurmak için mümkün olan her şeyi yapmak acildir. Gerçek şu ki, Gazze’deki tüm yaşam alanlarının korkunç bir şekilde tahrip edilmesine on binlerce şehit ve yaralının eklendiği son günlerde Gazze’ye yönelik bu soykırımcı, geniş çaplı saldırıya rağmen, direniş sarsılmazlığını korumakta, Filistinli halk kitleleri tarafından korunmakta ve desteklenmektedir.

Gazze asla teslimiyetin beyaz bayrağını taşımayacak. Ne Siyonistler ne de başka bir suçlu güç Gazze’deki direnişin iradesini kırmayı başaracak.

Soykırımcı Siyonist barbarlık karşısında bizi başka tarafa bakmaya çağıran herkes utanmalı!

Filistin’i ve onun şanlı direnişini desteklemek için binlerce inisiyatif gelişsin!

Kapitalizm barbarlıktan başka bir şey değildir ve söylemlerinin çeşitliliği içinde ona karşı çıkan herkes onurumuzdur!

Birlikte ve sadece birlikte kazanacağız!

Filistin yaşayacak ve Filistin mutlaka kazanacak!

Tüm yoldaşlara ve dostlara, sıcak devrimci selamlarımla.

Yoldaşınız Georges Abdallah.

(1)Suzanne Le Manceau son nefesine kadar Georges Abdallah’ın serbest bırakılması için verilen mücadelenin en ön saflarında yer aldı. 14 Eylül 2024’te vefat etti ve portresi 24 Ekim’de Lannemezan’daki yürüyüş sırasında yoldaşları tarafından kortejin en önünde taşındı.

*mektubun çevirisi Teori ve Politika dergisinden alınmıştır.